Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi TBMM Onayına Sunulur mu? Evet, Bu Soruyu Artık Eğip Bükmeden Konuşalım!
Türkiye’de siyasal sistemin “yeni normal”i, eski ezberleri bozan bir hızla işliyor. Şunu en başta net söyleyeyim: “Her cumhurbaşkanlığı kararnamesi Meclis’ten onay alır” diyen ya yanlış biliyor ya da olağan dönemle OHAL’i birbirine karıştırıyor. Tartışmayı büyütmekten yanayım; çünkü hukuk metni bir yana, pratikte devlet gücünün nasıl kullanıldığı hepimizi doğrudan ilgilendiriyor.
Kısa Cevap: Olağan Dönemde Hayır, TBMM Onayı Zorunlu Değil
Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” (CBK) çıkarabilir; bunlar Resmî Gazete’de yayımlanır ve yürürlüğe girer. Olağan dönemde bu CBK’lar TBMM’nin önceden onayına tabi değildir. TBMM sonradan aynı konuda kanun çıkarırsa kanun üstün gelir ve CBK hükümsüz kalır; ayrıca CBK’lar Anayasa Mahkemesi (AYM) denetimine açıktır. Bu, sistemin “denge” mekanizmasının temelidir. :contentReference[oaicite:0]{index=0}
İstisna: OHAL CBK’ları Evet, Aynı Gün TBMM Onayına Sunulur
Olağanüstü hâl (OHAL) ilân edildiğinde tablo değişir. OHAL kapsamında çıkarılan CBK’lar “kanun hükmünde” kabul edilir; Resmî Gazete’de yayımlandıkları gün TBMM’nin onayına sunulmak zorundadır. Meclis bu CBK’ları kabul edebilir, değiştirebilir ya da reddedebilir. Ayrıca—savaş ve mücbir sebep dışında—üç ay içinde görüşülmezse kendiliğinden yürürlükten kalkarlar. Bu açık, tartışmaya yer bırakmayacak kadar net bir istisnadır. :contentReference[oaicite:1]{index=1}
“Onaysız Yürürlük” Sorunu: Hukukun Hızla Siyasetle Yarışması
Olağan dönemde TBMM onayı şartının olmaması, yürütmeye hız kazandırır; fakat demokratik meşruiyet tartışmasını da büyütür. Kararname alanı, Anayasa’nın sınırlarıyla belirlenmiş olsa da—örneğin temel hak ve özgürlüklerin CBK ile düzenlenememesi, yasayla düzenlenmiş alana dokunulamaması, kanunla çelişememesi gibi—uygulamada “yasayla düzenleme”/“yürütme alanı” çizgisi grileşebiliyor. Bu gri alan, yargısal denetime ve TBMM’nin sonradan yapacağı kanuni müdahalelere aşırı yük bindiriyor. :contentReference[oaicite:2]{index=2}
AYM Denetimi Var… Peki Yeterli mi?
Teoride AYM, olağan dönem CBK’larını denetleyerek yasama-yürütme sınır ihlallerini frenler. Ancak anayasal ilkeler—yasama yetkisinin devredilmezliği ve kanunî idare—uygulamada “sonradan düzeltme” mekanizmasına dönüşünce, kamu politikasının aylarca CBK ile sürmesi mümkün olabiliyor. Yani “önceden denetim” yok; “sonradan denetim” ise çoğu zaman çok geç. :contentReference[oaicite:3]{index=3}
OHAL Rejiminin Zayıf Halkası: İlk Aşamada Yargısal Denetim Dışı
OHAL CBK’ları kanun gücünde sayıldığı hâlde, ilk aşamada AYM denetimine kapalıdır; TBMM onayıyla kanunlaştıktan sonra yargısal denetime konu olabilir. Bu, kriz zamanlarında hızlı karar almayı sağlasa da güç yoğunlaşmasını artırır ve “olağanüstünün olağanlaşması” tehlikesini büyütür. Meclis çoğunluğunun yürütmeye siyasal olarak bağlı olduğu senaryolarda, üç aylık görüşme/karar süresi dahi fiilen bir “çek pası”na dönüşebilir. :contentReference[oaicite:4]{index=4}
Tartışmalı Noktalar: Nerede Başlar, Nerede Biter?
- Yetki Sınırı: CBK, yalnızca yürütme alanında kullanılabilir; kanunla düzenlenmiş sahaya giremez. Peki “yürütme alanı” pratikte ne kadar dar/ geniş yorumlanıyor? Bu sorunun cevabı, CBK’nın siyasal ağırlığını belirliyor. :contentReference[oaicite:5]{index=5}
- Kanun–CBK İlişkisi: “Kanun üstün” ilkesi güzel; fakat TBMM’nin aynı konuda kanun çıkarması çoğu zaman siyasal irade ve takvime bağlı. Arada geçen sürede CBK, fiilî düzen oluşturarak toplumsal sonuçlar yaratıyor.
- Hız–Meşruiyet Dengesi: Krizde hız gerekliyse, olağanda meşruiyet daha çok aransın. Peki bu denge, bugünkü pratiğimizde sağlanabiliyor mu?
Provokatif Sorular: Sizi Tartışmaya Davet Ediyorum
- Olağan dönemde TBMM onayı olmaksızın yürürlüğe giren CBK’lar, “yürütmenin hızını” mı, yoksa “yasamanın geri planda kalmasını” mı temsil ediyor?
- OHAL CBK’larının ilk aşamada yargısal denetim dışı kalması, “krizde etkin devlet” mi, yoksa “krizde gözetimsiz güç” mü demek?
- “Temel haklar CBK ile düzenlenemez” kuralı, uygulamada gerçekten kırmızı çizgi mi, yoksa yoruma açık bir gri alan mı? :contentReference[oaicite:6]{index=6}
Sonuç: Cevap Basit, Mesele Karmaşık
“Cumhurbaşkanlığı kararnamesi TBMM onayına sunulur mu?” sorusunun cevabı iki parçalıdır: Olağan dönemde hayır; CBK’lar TBMM’nin ön onayına bağlı değildir, Meclis sonradan kanunla oyun kurar ve AYM denetimi mümkündür. OHAL’de evet; CBK’lar aynı gün TBMM onayına sunulur, üç ay içinde karara bağlanmazsa düşer. Bu çerçeve, kâğıt üzerinde net; fakat pratikte güçler ayrılığı, denge ve denetim için sürekli teyakkuz gerektiriyor. Çünkü hukuk yalnızca “ne yazdığı” değil, “nasıl uygulandığı”dır. :contentReference[oaicite:7]{index=7}
Özetle
— Olağan CBK: TBMM onayı yok; AYM denetimi ve TBMM’nin kanunla üstünlüğü var.
— OHAL CBK: Aynı gün TBMM’ye sunulur; üç ay içinde karar şartı; ilk aşamada AYM denetimi yok.
Bu tabloyu görüp hâlâ “CBK her durumda TBMM onayına sunulur” diyebiliyor muyuz? Yoksa asıl mesele, Meclis’in “sonradan” değil “eşzamanlı” bir denge unsuru olabilmesinde mi?
::contentReference[oaicite:8]{index=8}