İçeriğe geç

Işkın otu nedir ?

Işkın Otu Nedir?

Bazen bir şeyin anlamı, sadece bilmekle kalmaz; o şeyi hissetmekle de ilgilidir. Kayseri’de, bir köyde büyüdüm. Çocukluğumun en derin hatıralarından biri, babaannemin bana her zaman söylediği “Işkın otu, doğanın verdiği en saf nimettir” sözüdür. Ama işin garip tarafı, o zamanlar bunun ne demek olduğunu tam olarak anlamamıştım. O sözleri duyarken gözümde canlanan tek şey, büyükçe bir dalın ucunda asılı, yeşil bir yaprak parçasıydı.

Ama işte, zaman geçtikçe, o kelimenin ne kadar derin bir anlam taşıdığını fark ettim. Bunu bana öğreten, sadece bir ot değil, hayatın ta kendisiydi. Işkın otu, bir şeyin aniden kaybolmasının acısıyla, tekrar yeniden bulmanın verdiği heyecanla ve zaman zaman da umutsuzluğumla bir araya gelmişti. Işkın, bana ilk kaybolduğumda hatırlattı; ama sonra tekrar geri dönüp bulduğumda, yeniden umut verdi.

Babaannemin Bahçesinde

Yazın en sıcak günlerinden biriydi. Babaannemin bahçesinde vakit geçiriyordum, yine. O, elleriyle toprağa dokunarak çiçeklerini suluyor, ben de yanımda sessizce duruyordum. O gün, babamla yaşadığımız ufak bir tartışma kafamda dönüp duruyordu. Gerçekten sinirliydim ama belli etmiyordum.

Birden gözümün önünde beliren şey, babaannemin bahçesindeki küçük bir alanın içinde, yeşil yapraklarıyla öne çıkan bir bitkiydi. Merakla yaklaşıp sormuştum:

Ben: “Babaanne, bu nedir?”

Babaannem: “Bu, işte Işkın otu. Çok kıymetli bir şeydir, evladım. Her yeriyle faydalıdır. Ama sen bunu biraz büyüyüp, anlamını tam olarak keşfettiğinde, onun ne kadar değerli olduğunu anlayacaksın.”

Babaannem o anı çok sıradan bir şekilde anlatmıştı ama ben içimde bir şeylerin değişmeye başladığını hissettim. Işkın otu, bana bir şeyleri öğretecekti, bunu o an anlamıştım. O an, o küçük yaprağın bana olan sırrını çözeceğimi düşünmüştüm.

Bir Kez Daha Kaybolan Işkın

Yıllar sonra, Kayseri’de artık büyümüş bir gençtim. Ama bir şey vardı ki, o hep bana kalmıştı: Işkın otunun kıymeti. Ne zaman kafam karışsa, içine düştüğüm bir karmaşa olsa, babaannemin söyledikleri aklıma gelirdi. Ama bir yaz günü, Kayseri’nin sıcağında yeniden bir kriz yaşadım. Kendimi kaybolmuş hissettim. Hem de derin bir şekilde kaybolmuş. Ne yapmam gerektiğini, nereye gitmem gerektiğini bilmeden kaybolmuştum.

Bir hafta sonu, bahçede gezinirken gözüm bir kez daha o eski yere takıldı. O zamanlar aradığım huzuru kaybetmiştim ve işler çıkmaza girmişti. O küçük Işkın otu, gözlerimde sanki başka bir anlam kazanmıştı. Bu kez, bu bitki bana yalnızca bir bitki değil, hayatımın kaybolan anlamını tekrar bulmamı sağlayacak bir işaret gibi geldi.

Duygusal olarak çökmüştüm. Her şeyin üst üste geldiği, her konuda başarısız hissettiğim bir dönemdeydim. Ama işte o gün, Işkın’ın özüdür dedikleri şeyle tanıştım. O bir hayat dersi gibiydi. O anda, içimdeki kaybolmuşluğu ve hayal kırıklığını anladım. Çünkü Işkın otu, kaybolan şeylerin yeniden bulunabileceğini simgeliyordu.

Yeniden Umut

Ve sonra, bir sabah, o bahçede yalnız başıma yürürken bir şey fark ettim: Işkın otunun kökleri, ne kadar zor koşullarda büyüse de, yerin derinliklerinde yaşama tutunmaya devam ediyordu. Ben de bunu hissediyordum. Yaşadığım zorlukları geride bırakıp, yeniden bir şeylere tutunabilirim. Işkın otu, doğanın verdiği bir dersti aslında.

Ona her baktığımda, sadece doğal bir bitki görmüyordum; içimdeki boşluğu, kaybolmuşluğu, sonra tekrar bulduğum umutları görüyordum. Işkın otu, bana büyümeyi öğretiyordu. Bazen kaybolabiliriz ama her şey bir döngüde olur. Her kaybolan şeyin sonunda, ona dair yeni bir umut, yeni bir anlam çıkar. O an, babaannemin sözlerini daha iyi anladım.

Ben: “Işkın otu, gerçekten ne kadar kıymetliymiş. Ben de senin gibi, zor zamanlarda tekrar büyümek istiyorum.”

Hikâyemin sonu, belki de Işkın otu gibiydi: Her kaybolan şeyin sonunda bir anlam bulunur. Bazen bir bahçede, bazen de kendi içimizde.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
vd.casino