Tertib Ne Demek? Düzenin Maskesi mi, Aklın İskelesi mi?
Net konuşayım: “tertib” kelimesi kulağa köklü bir ciddiyetle fısıldanan bir sihirli söz gibi geliyor; ama çoğu zaman yalnızca biçimi yücelten bir refleks. Eşyayı hizaya soktuğumuzda düşüncenin de düzeldiğini sanıyoruz. Oysa “tertib”, her zaman zekânın zaferi değil; bazen eleştirel bakışı susturan bir makyaj. Bugün bu kelimenin gölgesine saklananları masaya yatırıyorum: Nedir bu tertib? Niye bu kadar çekici? Ve en önemlisi, ne zaman faydalı, ne zaman baskıcı?
“Tertib”in Kök Anlamı: Sıraya Koymak, Zihni Netleştirmek
“Tertib” (yahut güncel yazımla tertip), sözlükte “düzen, düzenleme, sistem kurma, sıralama” olarak geçer. Metinleri bölümlere ayırmaktan, plan ve programı kurgulamaya; askeri teşkilatta birlikleri sıralamaktan, günlük hayatta dolabı raf raf tasnif etmeye uzanır. Kısacası tertibin iddiası şudur: “Önce sırayı kur, sonra akıl kendiliğinden işler.” Peki işler mi?
Tertibin Güçlü Yanları: Düşünceye Ray, Çabaya Ritim
- Görünürlüğü artırır: Dağınık fikir, görünmez fikirdir. Tertib, parçaları açık eder; boşlukları yakalarsın.
- Yinelenebilirlik sağlar: Bir işi tertibe bağladıysan, yarın da aynı kaliteyi üretme şansın artar.
- İşbirliğini kolaylaştırır: Ortak dil yaratır; herkes aynı sayfaya bakar. Proje akmaz, yürür.
- Karar yükünü azaltır: Önceden kurgulanmış sıra, zihinsel “sürtünme”yi düşürür; odak, içeriğe kayar.
Zayıf Halkalar: “Düzen Fetişi” ve Düşünce Kısırlığı
Ne zaman ki tertib kutsallaşır, işte o zaman eleştirel akıl kurur. İtiraz: “Tertipsiz olmaz.” Doğru. Karşı itiraz: “Sırf tertip var diye, düşünce doğru olmaz.” Daha doğru. Aşırı tertib, içeriğin önüne geçer; raporlar şekle şemaile boğulur, kararın ham maddesi olan belirsizlikle yüzleşmek yerine şablon doldurulur. Sonuç: Gösterişli ama sığ işler, ölçülmüş ama anlamamış ekipler.
Provokatif Sorular
- “Tertibe uyalım” dediğimizde, gerçekten kalite mi artıyor, yoksa sorumluluğu protokole mi havale ediyoruz?
- Sunum dosyan düzenli diye fikrin isabetli mi; yoksa yalnızca inandırıcı mı?
- Belirsizliğe tahammülsüzlük, bizi tertibe bağımlı mı kılıyor?
Tertibin Tarihsel ve Kültürel Yansımaları: Emniyet mi, Emre İtaat mi?
İmparatorluk bürokrasisinden bugünün kurumlarına, tertib hep iki yüzüyle yaşadı: güvenlik ve itaat. Kayıt tutmak, sınıflamak, hiyerarşi kurmak—bunlar verimlilik kadar gücü de merkezileştirir. Bir masada tertip, başka bir masada dayatma olabilir. Kelime masum; kullanımı tartışmalı.
Askerî ve Sivil Alanda “Tertip”in Çifte Doğası
Askerî dilde “tertip”, birliklerin nizamını ve çağ gruplarını işaret eder; sivil hayatta ise “işi rayına koyma”yı. Sorun, bu iki dünyanın mantığının karışmasında: Ofisi kışlaya çevirince yaratıcılık kaçıyor; atölyeyi panayır yapınca da kalite düşüyor. Demek ki mesele, yerinde ve dozunda tertip.
Dilsel Bir Mercek: Tertip mi, Tertibat mı, Tertiplilik mi?
Kelimeler akraba ama aynısı değil: tertip (sıra/düzen) çerçeveyi kurar; tertibat (donanım) araçları toplar; tertiplilik ise alışkanlığa dönüşmüş disiplin demektir. Sor: Sen çerçeveyi mi büyütüyorsun, araçları mı çoğaltıyorsun, yoksa davranışı mı dönüştürüyorsun? Üçü karışınca “daha çok dosya”yı “daha iyi iş” sanıyoruz.
İyi Tertibin Ölçütleri: Eleştirel Düzen
- Amaç-uyum testi: Her adım, hedefe hizmet ediyor mu? Sırf güzel görünüyor diye mi orada?
- Esneklik payı: Sırada “nefes boşluğu” var mı? Beklenmeyene yer açtın mı?
- Şeffaf hesap: Tertip, kimin işini kolaylaştırıyor, kimin sesini kısıyor?
- Kanıt köprüsü: Biçim, argümana kanıt ve örnekleriyle köprü kuruyor mu, yoksa duvar mı örüyor?
Tertibin Karanlık Tarafı: Veriyi Parlat, Gerçeği Bulandır
Düzgün grafikler, pırıl pırıl tablolar… Hepsi tertibin vitrin yüzü. Ama veri makyajının cazibesine kapıldığında, modelin varsayımlarını, dışarıda bıraktığın örnekleri, ölçüm hatalarını diskalifiye edersin. “Tertip” o anda hakikatin değil, hikâyenin hizmetkârıdır. Soru açık: Şık bir rapor mu istiyorsun, doğru bir karar mı?
Okura Meydan Okuma
Ekibinde tertip baskısı var mı? Bir şeyi “nasıl göründüğü” yüzünden mi benimsiyorsun, yoksa “neden işe yaradığı” yüzünden mi? Bugün bir sürecinden bir adımı çıkar—dünya yıkılıyor mu, yoksa görünmez bir alışkanlık vergisi mi ödüyordun?
Pratik Bir Çerçeve: “Asgari Tertib, Azami Düşünce”
- 1. Niyet: Her tertip kararının başına tek cümlelik amaç yaz.
- 2. Kapsam: Zorunlu asgariyi belirle; fazlasını gerekçesiz ekleme.
- 3. Geri bildirim: Tertipten etkilenen herkesin söz hakkı olsun.
- 4. Periyodik söküm: Üç ayda bir, süreci dağıt ve yeniden kur; işe yaramayan halkaları at.
Sonuç: Tertib, Akla Hizmet Ettiği Sürece Değerlidir
Tertib; düşünceyi taşıyan bir iskele ise kıymetli, fikri hapseden bir kafesse tehlikelidir. Düzen üretmek, anlam üretmek değildir; ama anlamın kalıcı olması için düzen şarttır. O yüzden iddiam net: İyi tertib, eleştiriyi davet eden; kötü tertib, eleştiriyi dışlayan tertiptir. Şimdi söz sizde: Tertip sizin dünyanızda aklın yardımcısı mı, yoksa iktidarın eldiveni mi?
Yorumlarda Tartışalım!
“Tertib ne demek?” sorusunu işinizde, okulda, evde nasıl yaşıyorsunuz? Hangi süreçler gerçekten değer katıyor, hangileri yalnızca “düzenli görünmek” için var? Cesur olun, örneklerle yazın: Belki de yarın daha az şablon, daha çok düşünceyle uyanırız.