İçeriğe geç

GSYİH bir ülkede neyin göstergesi ?

Bir Ülkenin Gerçek Zenginliği: GSYİH’nin Arkasında Yatan Hikâye

Bir zamanlar, büyülü bir kasaba vardı. Burası, gökyüzünün her tonunu yansıtan yeşil tepelerle çevriliydi. Kasaba halkı çalışkan, kararlı ve umut doluydu. Ancak kasabanın en büyük dileği, sonunda zenginlik ve refaha ulaşmaktı. Herkes, bir gün tüm kasabanın gücünü, hızla büyüyen, her geçen gün daha da zenginleşen bir ekonomiyle simgeleyen “büyük sayı”yı bekliyordu.

Bu sayı, bir yanda büyük bir stratejiyle ilerlemeyi seven, plan yapmadan adım atmayan, çözüm odaklı lider erkekler ve diğer yanda, insana değer veren, ilişkileri önemseyen, her şeyin ardındaki hikâyeyi görebilen empatik kadınlar arasında farklı bir anlam taşıyordu. Ama onlar, birbirlerini çok iyi tanımadan bu “sayının” ardında gizli olan gerçek değerleri hiç fark etmemişlerdi.

Bir gün, kasabanın en bilge adamı, kasaba meydanında halka hitap ederken şöyle dedi: “GSYİH diye bir şey var; bunu arttırmak, büyümek, kalkınmak demek.” Herkes, bir an için duraksadı. Ne demekti bu? Kasabanın büyümesi için bu sayı nasıl bir çözüm olabilir?

Kadınlar, birbirlerine bakarak düşündüler. Biri, “Evet, ekonomi büyürse daha çok insanın işi olur, daha çok insan çalışır ve sevdiklerine güzel bir yaşam sunar,” dedi. Diğer kadın, ekledi: “Ama bu sayı, sadece para ve işler demek mi? İnsanları bir arada tutan, onları iyi yaşamlar kurmaya yönlendiren şey sadece sayılar mı?”

Kasabanın lideri olan erkek, sakin bir şekilde cevabını verdi: “Hayır, ama bu sayı, ne kadar mal ürettiğimizin, ne kadar tükettiğimizin, yani bir ülkenin ne kadar geliştiğinin göstergesidir.”

Kadınlar bir araya gelerek, “Büyüme dediğin sadece maddi değil, ruhsal bir büyüme değil mi? İnsanlar, ilişkilerle daha güçlü değil mi? Sosyal adalet, yaşam kalitesi, mutluluk… Bunlar da büyüme değil mi?” diye tartışmaya başladılar.

Hikâyemiz işte tam burada başlıyor: GSYİH, yani Gayri Safi Yurt İçi Hasıla, bir ülkenin üretim gücünün bir göstergesi… Ama arkasında, sadece mal ve hizmet değil, insan ruhunun üretimi, ilişkilerin varlığı ve toplumun kalitesi de var. GSYİH, erkeklerin bakış açısıyla, çok yönlü, çok katmanlı bir strateji. Çözüm odaklı yaklaşım her şeyin hızla çözülmesini bekler. Ama kadınların bakış açısı biraz daha derin, biraz daha hissi ve biraz daha insancıl. Kadınlar için büyüme, sadece rakamlarla değil, insanlarla ölçülür.

Kasabanın büyümesi, sadece sayılarda değil, kasabanın içindeki insanların birbirlerine duyduğu saygı, empati ve güvenle de ölçülür. GSYİH’nın yükselmesi, kasabanın insana dokunan yanlarının da geliştirilmesi gerektiğini anlatıyordu.

Kasaba halkı, bir süre sonra GSYİH’nın ne anlama geldiğini tartışmaya başladılar. Ama bir gün, bir olay her şeyin rengini değiştirdi. Kasabanın en genç kadını, herkesin umutla beklediği büyük projeyi başarmak için gece gündüz çalışıyordu. O kadar çok çalıştı ki, kasaba halkı nihayetinde büyük bir ekonomik artış gördü. Ancak bir gün, kasabanın meydanında bir sessizlik oldu. Kadın, gözlerindeki tükenmişlikle kasabaya dönüp şöyle dedi: “Bu büyüme, bana ne kattı? Çalışarak elde ettiğimiz zenginlik, bizi birbirimizden uzaklaştırmadı mı? Birbirimize olan bağlarımızı unuttuk mu?”

Herkes bir an sessizliğe gömüldü. O an, kasaba halkı fark etti ki, zenginlik sadece sayılarla ölçülmez. İnsanların birbirine olan sevgisi, desteği, anlayışı ve değerleri olmadan GSYİH’nın rakamlarının hiçbir anlamı yoktu. Kasaba, sadece üretim değil, aynı zamanda paylaşılan anılar, iyilikler ve ilişkiler ile büyüyordu.

Ve işte o anda kasabanın lideri, derin bir nefes alarak dedi ki: “Gerçek zenginlik, sadece büyümek değil, insan olmak, birlikte var olmak ve birlikte kalkınmaktır. GSYİH yalnızca ekonominin gücünü gösterir, ama asıl zenginlik insan ruhunun birbirine dokunmasıdır.”

Bu hikâye bize ne anlatıyor? GSYİH, bir ülkenin ekonomik gücünün simgesi olsa da, gerçek zenginlik sadece rakamlarla değil, insan ruhunun birlikte büyümesiyle ortaya çıkar. Her birey, toplumun bir parçasıdır. Erkekler çözüm üretmeye odaklanabilir, kadınlar ise ilişkilerin derinliğine iner. Ama birbirini anlayan ve değer veren bir toplum, gerçek anlamda zenginleşir.

Peki sizce, bir ülkenin gerçek zenginliği neyle ölçülür? Yorumlarınızı merakla bekliyorum!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
holiganbetholiganbet girişcasibomcasibomvd.casino